35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
2.968,33%1,32
%
3407674฿%-1.39302
119087Ξ%-2.53396
Arnavutköy Rumeli Platformu “Atatürk ve 93 Harbinden Günümüze Rumeli’den Göç”
konulu konferans düzenledi. Arnavutköy Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa, Rumeli Balkan Federasyonu ve RUBASAM Yönetim Kurulu üyeleri, Dr. Halit Gökalp Küçük, Ferruh Özkan ve Melek Tabak konuşmacı olarak katıldı.
Arnavutköy Rumeli Platformu’nun düzenlediği konferansa, CHP Arnavutköy İlçe Başkanı Ruhi Tuncel, MHP Arnavutköy İlçe Başkanı Yüksel Emir, Arnavutköy Eski Belde Belediye Başkanı Bayram Eminel, Arnavutköy Hicret Mahalle Muhtarı Ali Göndük, Arnavutköy Ziraat Odası Başkanı Halil Şenel, Arnavutköy Rumeli Platformu Başkanı ve Avcılar Atıcılar ve Amatör Balıkçılar Kulübü Başkanı Olcay Karabağ, Arnavutköy Rumeli ve Balkan Türkleri Derneği Başkanı Mülayim Topal, Arnavutköy Makedonya Üsküp Köyleri Kalkındırma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Recep Şenvardar, Arnavutköy Romanlar Dernek Başkanı Cengiz Biçer, Arnavutköy Hacımaşlı Dayanışma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Erdoğan Aksoy, Arnavutköy Fenerbahçe İlçe Temsilciliği Başkanı Ferit Fidan, Arnavutköy Galatasaray Derneği adına Kerim Güney, Arnavutköy Beşiktaş Derneği adına Zafer Çiftçi, Arnavutköy Merkez Mahallesi Muhtar adayları Cemal Türkan, İrfan Saka ve vatandaşlar katıldı. Programın sunuculuğunu Bulgaristan ve Balkan Göçmenleri Kültür ve Hizmet Derneği eski Başkanı Mehmet Püsküllü yaptı.
“Kültürümüzü gelenek ve göreneklerimizi yaşatmak olacaktır”
Arnavutköy Rumeli Platformu Başkanı ve Avcılar Atıcılar ve Amatör Balıkçılar Kulübü Başkanı Olcay Karabağ açılış konuşmasında, Arnavutköy Rumeli Platformu hakkında bilgiler vererek, “ Platformumuzu 6 dernekten oluşturduk. Amacımız bu altı derneği 7’ye, 8’e, 9’a çıkartarak hem büyük bir aile olmak hem de Arnavutköy ilçemizde yaptığımız faaliyetlerle kültürümüzü gelenek ve göreneklerimizi yaşatmak olacaktır. Kurtuluş savaşımızın baş mimarı ve başkomutanımız, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 80’nci yıl dönümünü anıyoruz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere mücadele etmiş tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, kendilerine minnettar olduğumuzu ifade ediyorum. Laik demokratik ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman yanında olacağımızı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda ‘mevzu bahis vatansa gerisi tefaurattır’ nutkunu kanımızın son damlasına kadar taşıdığımızı da belirtmek isterim” diye konuştu
“Vatan kaybeden bir insan vatanın değerini en iyi anlayan insandır”
RUBASAM Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Halit Gökalp ise konuşmasında, “Balkan muhacırları özellikle bir yönleriyle öğünmek mecburiyetindedirler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te bir balkan göçmenidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği, şahsiyeti vizyonu, başarıları acaba sadece aldığı eğitimde mi, doğuştan mı vardı. Bunları da değerlendirmek lazım. Hâlbuki ben şöyle anlıyorum ki Balkan coğrafyasının en sıkıntılı döneminde doğan 1881 döneminde Osmanlı Rus harbi sonrası bölge özellikle birçok acıyla karşılaşırken tam bu devirde doğan Gazi Mustafa Kemal Atatürk balkanlarda yaşanan bu zalimin, sıkıntıların tam zamanında tam ortasında doğmuştur. Osmanlı’nın iki ayağı vardı. Birisi Anadolu toprakları birisi de balkanlardır. Ne zamanki balkanlarda ayağımızı kaybettik Osmanlı tek ayaküstünde durmaya çalıştı ve bunu başaramadı. Daha sonra maalesef yıkıldı. Atatürk’te muhakkak ki öğretim hayatında, askeri lise hayatında balkanların kaybedilişini, balkanlarda yaşanan sıkıntıları 600 yıl sahip olduğumuz coğrafyanın nasıl elden gittiğini nasıl sıkıntılar yaşadığımızı en iyi çözümleyen insanlardan birisiydi ve bu acıları ruhunda yaşıyordu. Ondan sonra bu balkanlarda kaybedilmiş topraklar kurulacak cumhuriyet için bir tahlil noktasıydı. Çünkü vatan kaybeden bir insan vatanın değerini en iyi şekilde anlayan insandır. Mustafa Kemal Atatürk vatan ve toprak kaybetti. Ve bu vatanı kuracak olan vatanı ilelebet yaşaması için tekrar kaybedilmemesi için muazzam bir cumhuriyet sisteminde, muazzam bir bağımsızlıkla özgürlük üzerine ayakta duran bir cumhuriyet kurmuştur. Sadece bir lider değil cumhuriyetle özümsememiz lazım. İşte bakın balkan savaşlarından başlayan balkanlarda yaşanan sıkıntılar ve onların yaşanan sıkıntılardan doğan küllerden cumhuriyet var. İyi tahlil edilmiş, iyi özemsenmiş bir mesele. Atatürk ve silah arkadaşları cumhuriyeti kuranlar bir daha böyle sıkıntılar yaşanmasın diye bu cumhuriyeti kurmuşlardır” dedi.
“Bir siyasi gayret sarf edilmekte ama yetersiz kalmaktadır”
RUBASAM Yönetim Kurulu Üyesi Ferruh Özkan 1975 yılında Yunanistan’dan Türkiye’ye geldiğini belirterek, “Zaman zaman derneklerde aktif olarak çalıştım bazen de pasif kaldım. Hiçbir şey yapmadığımızı gördüm. Rumeli camiası olarak baktığımızda 25 milyon nüfusumuz var Türkiye’de diyoruz. Bu var olan nüfusumuza bakıyoruz maalesef istenilen insan sayısını siyasetin içinde göremiyoruz. Neden göremiyoruz bunları araştırmak lazım. Biz batı Trakya Türkleri olarak yaptığımız çalışmalarda ağırlıklı olarak Yunanistan ile ilgili sorunlarımızı gündeme taşımaya çalışıyoruz. Yunanistanla bizim sorunlarımız 1820 yıllarından başlamaktadır. Bu sorunların temeli de maalesef İstanbul’da Fener Patrikhanesi’nde atılmış olmaktadır. 200 seneden beri var olan sorunlarımızı çözmek için bir siyasi gayret sarf edilmekte ama yetersiz kalmaktadır. Öncelikle kendimize bakmamız lazım. Biz 100 seneden beri Lozan’da haklarımızın verilmediğini iddia ediyoruz. Doğru. Bakıyoruz haklarımız yavaş yavaş Yunanistan tarafından gasp ediliyor. Diğer taraftan da bakıyoruz İstanbul’da bulunan Rumlar her türlü haklarını alıyorlar. Bu nasıl bir çelişki Lozan antlaşması dediğimizde söz konusu olan mütekabiliyettir ve bu mütekabiliyete rağmen bir sürü anlaşmalar meydana gelmiştir. Daha öncede Yunanistan’ın 1820 yıllarda More yarım adasında başlattığı isyandan sonra anlaşmalar olmuştur. Bütün bu anlaşmalara baktığımızda çok ciddi taahhütleri vardır. Oradaki Türklerin yaşamları ile ilgili azınlık hakları olarak baktığımızda Lozan ile birlikte ne oluyor? Bir mübadele anlaşması imzalanıyor. Ve oradaki soydaşlarımız buraya göçe zorlanıyor. Neden göçe zorlanıyoruz bu siyaseti üretmektir. Araştırmalara baktığımızda bunun İngiliz siyaseti olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü bizleri Avrupa bölgesi topraklardan uzaklaştırmak istiyor. Ve kademe kademe bunları yaparken bugüne kadar geldiğimiz noktalara baktığımızda Yunanistan Avrupa Birliği’nde olmasına rağmen Müslüman Türklerin yaşamakta oldukları temel sorunların sebebi yapılan anlaşmaların sürekli olarak Yunanistan tarafından ihlal edilmesinden kaynaklanmaktadır” şeklinde konuştu.
“Hem Müslüman’ız hem de Türk’üz”
RUBASAM Yönetim Kurulu Üyesi Melek Tabak Türklere saldırılar gerçekleştirildiğini belirterek, “Bunu da kilisenin eliyle yapıyorlardı. Milli şairler buluyorlar ve Bulgar milliyetçiliğini kabartacak eserler yayınlanmasını kilise papazlarının öncelikle bunu yayınlamasını sağlıyor. Bulgarca dili kullan, sen asil bir milletsin, özüne sahip çık bunu şu şekilde yap şeklinde halka bir propaganda yapıyorlar Ortodoks Kilisesi aracılığıyla. Bulgarlarda bu şekilde yerli işbirlikçileri neticesinde yapılan saldırılarla Türklerin oradan göçüne sebebiyet veriyor. Çünkü Osmanlı hakimiyeti kaybettikçe can güvenliği de azalıyor. Karşılıklı direnişler oluyor yer yer Bulgar milliyetçileri bu kurdukları komitalarla Türk köylerine saldırıyorlar gece yarıları baskın yapıyorlar diri diri yakmalar başka türlü eziyetler bunların amacı caydırma, bırakıp gitsinler politikalarıdır. Türklerde bu yapılanlara karşı ataklar yapıyor ama bizler akıncı bir milletiz fakat yandaki komşumuzun kafasını kesmeyi düşünmüyoruz. Aynı kaptan yemek yediğimiz insana karşı bir zülüm yapmayı doğru bulmuyoruz Dinimiz gereği. Elhamdülillah biz balkanlarda ve Bulgaristan’da Türküz. Çünkü hem Müslüman’ız hem de Türk’üz” ifadelerini kullandı.
Arif Sapmaz / Vurgugazetesi.com
Arnavutköy’ün Birbirinden Güzel Fotoğrafları Sergilendi